BÜLENT KÜÇÜK

BÜLENT KÜÇÜK

Fotoğrafın Peşinden Gitmek...

Bülent Küçük

Hikaye, yetmişli yılların sonlarında, Bursa’nın sıradan bir mahallesinde, küçük bir fotoğrafçı dükkanında başlar.Işıklı kutunun ve agrandizörün başında uzun süreler geçirilir. Çıraklık harçlığı ile zor da olsa bir fotoğraf makinası alınmıştır.

Seksenli yılların ortalarında, Ankara’da üniversite hayatı başlar. Fotoğraf bir tarafa bırakılmıştır.

Okul biter. İş hayatı ile birlikte fotoğraf yeniden başlar. 25 yıl süren kurumsal iş hayatının yanına İfsak, Fotoğraf Evi, Fotoğraf Vakfı, Galata Fotoğrafhanesi, Anadolu Üniversitesi, atölyeler, projeler, eğitimler sığdırılır.

Fotoğrafın ustaları ile tanışma ve onlarla çalışma fırsatı bulur. Sergiler açar, bu sergilere ait kitaplar hazırlar, projeler yönetir. Yarışmacı bir kişiliği yoktur yine de adet yerini bulsun diye bir iki yarışmaya katılır ödüller alır, jüri üyeliği yapıp ödüller de verir.

Sakin bir kişiliği vardır. Fotoğraf onun için hep bir kendini ifade yolu olmuştur.Uzlaşmacı, sabırlı hali büyük oranda buna dayanır. Fotoğrafın bir faydası olması gerektiğini düşünmektedir. Hatta, hala fotoğraf ile Dünya’nın değiştirilebileceğine inanan birkaç romantikten biridir. Bu yüzden çalışmalarının odağını belgesel fotoğraf ve fotoröportajlar oluşturmaktadır. Fotoğraf makinalarını değil, fotoğrafı konuşmayı sever.

Birkaç yıl içerisinde, eğer cevabını bulabilirse fotoğraftan ne anladığını anlatabileceği, içerisinde kendi fotoğraflarının da olduğu bir kitap yazmayı hayal etmektedir.